Sosyal devlet; bu kavramı aramızda duymayan yoktur. Peki bir devletin sosyal olup olmadığını nasıl anlarız. Yoksul vatandaşlarına bakıyor mu, onların asgari ihtiyaçlarını karşılıyor mu, Çocuklara park oyun alanları hazırlıyor mu, yaşlılara bakabildiği merkezleri var mı, Vatandaşlarının huzur içerisinde yaşamalarını sağlayacak konutlar, yollar, şehirler inşa etmiş mi. Bunlar varsa sizce bu devlete sosyal devlet diyebilir miyiz. Her şeyin bir ölçüsüdür vardır değil mi. Sıcaklığı ve soğukluğu derece ile, boyumuzun kısa veya uzun olduğunu metre ile ölçeriz. Peki sosyal devlet olmayı ölçebilecek bir ölçü birimi var mıdır? Evet var Engelliler. Yanlış duymadınız sosyal devletin ölçü birimi engellilere olan ilgidir. Ulaşımda engelliler düşünülmüş mü? Görme engelliler için sesli uyarı sistemleri olan, işitme engelliler için görsel işaretler olan ve bedensel engelliler için rampaları olan otobüslerle engelliler rahat rahat istediği yere gidebiliyorsa bu devlet sosyal bir devlettir bu hizmet sosyal belediyecilik hizmetidir denir. Devam edelim. Devleti ölçmeye. Hastaneler, Emniyet, Elektrik İdareleri vb kamu binaları. Buralara bedensel engelli bir vatandaş rahatlıkla girebiliyorsa, Görme engelli bir vatandaş için sarı çizgiler bina içerisine yerleştirilmişse ve işitme engelli bir vatandaşı dinleyecek ve görevli ile arasında konuşulanları işaret diline tercüme edecek bir tercüman bulunuyorsa bu devlete sosyal devlet diyebiliriz. İlkokul çağına gelen çocuklarımızı okullara gönderiyoruz. Birçok engelli okullarımız da görme, işitme, zihinsel ve otistik öğrenciler eğitimlerini alıyor okullarda. Sosyal devletin bir ayağı da fırsat eşitliğini sağlamaktır. Eğer evden çıkamayacak durumda olan çocukları devlet evine öğretmenler göndererek eğitebiliyorsa, evinde çeşitli hobi kursları alabiliyorsa fırsat eşitliği var demektir. Ve bu devlet sosyal bir devlettir denilebilir. Bakın burda ince bir detaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Engellilere özel bir otobüs almıyoruz ya da sadece engellilere özel bir hastane açmıyoruz. Çünkü onları ayırmıyoruz. İlgi duymak ayırmak, bir köşede kimseye göstermeden sevmek değildir. Dün bir yürüyüş düzenlendi Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Engelliler Şube Müdürlüğü tarafından, engelli dernekleri ve okulları bu programda yerlerini aldılar. Valimiz engelliler ile beraber yürüdü, Büyükşehir Belediye Başkanımız onlarla beraberdi, protokol ve birçok kişi onlarla beraberdi. İşte bu beraberlikte yatan şey devlet kültürümüz. Başka bir şey değil. Ne oy kaygısı, ne seçim heyecanı ne reklam, ne de göstermelik bir iş. Sosyal bir devletsek ve bunun ölçüsü engellilere olan ilgi düzeyi ise ve bu ilginin düzeyini Kahramanmaraş olarak Türkiye’ye yapmış olduğumuz yürüyüş ve etkinlikler ile duyurmuş isek ne mutlu Valimize, Ne mutlu Başkanlarımıza ne mutlu bu sosyal devlet kültürünü yansıtan protokol üyelerimize… Ve böyle bir sosyal devlet anlayışının şehrimizde temsil edilmesi için Engelliler Şube Müdürlüğünü kuran Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatih Mehmet Erkoç’a teşekkürü bir borç bilirim. Bu vesile ile Engelli kardeşlerimizin ve ailelerinin Engelliler haftasını kutlarım.