Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin 1. Kitap ve Kültür Fuarı’nı gezme fırsatım oldu. Bazı ufak tefek eksiklikleri görmezden gelirsek güzel bir organizasyondu. Ufak tefek eksiklik derken buna açıklık getirmekte fayda görüyorum. İlk olması hasabiyle bu eksiklerin sehven unutulduğunu düşünüyorum. İlk önce girişe güzel bir maket veya kroki ile hangi yayın evi nerede hangi yazar hangi yayınevinde bulunduğuna dair bir gezi rehberi oluşturulabilirdi. İnsanlar o makete veya krokiye bakarak gidecekleri yayınevini veya görmek istedikleri yazarı rahatlıkla bulabilirlerdi. Fuar içerisinde birkaç yayınevi yetkilisi ile görüşme fırsatı buldum. O kadar mutlu ve heyecanlı idiler ki memnuniyetleri yüzlerine yansıyor, adete ağızları kulaklarına değiyordu. Bunu abartısız söylüyorum. Büyükşehir Belediyesi fuara katılanlardan stand ücreti almadığı gibi aynı zamanda gelenlerin konaklama ihtiyaçlarını da karşılamış. Şehrin tanıtımına önemli bir katkı sağladığı kanaatindeyim. Çünkü fuar süresince gerek ulusal basın gerekse internet medyası sürekli fuardan haberler müjdeledler. Muhtemelen bazılarının dikkatini çekmiştir ama ben burada bir konuya daha değinmek istiyorum. Fuarın düzenlenme tarihi öylesine güzel bir zamana denk gelmiş ki hemen ertesi hafta Maraş olayları haberleri çok fazla yer bulmadı medyada. Bazıları her ne kadar bu haberleri kaşımaya çalıştıysa da fuar haberleriyle Türk Halkı zaten yeteri kadar Maraş’tan havadisler almışlardı. Emeği geçenleri yürekten kutluyorum. Gelelim ikinci bir güzelliğe. Erdem Bayazıt Galası… Hem değerlere sahip çıkmak adına hem de şehrin tanıtımı adına gerçekten çok hoşuma gitti gala. Tıpkı fuar haberi gibi, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtuluş’un da Kahramanmaraş’ta bulunması ve galaya katılması ulusal manada haberlerde Kahramanmaraş adının daha fazla duyulmasına neden oldu. Emin olduğum bir şey varsa, birileri ‘Yahu bu Maraş’ta neler oluyormuş ta bizim haberimiz yok. Hele gidip bir bakalım nasıl bir yerdir şu Maraş’ diye çıkıp gelebilir ve geldiği zaman da istemeye istemeye geri dönmek zorunda kalırken, en kısa sürede tekrar geleceğini kendilerine söz vererek dönerler. Şehrin tanıtımını yapmak, artık o şehirde yaşayan işsizlere istihdam oluşturmak demektir. O şehrin esnafını kendi yağında kavrulmaya mahkum bırakmadan artık kabuğunu kırma vakti geldi demektir. ‘Az olsun benim olsun’ zihniyeti taşıyan insanların bu düşüncelerinden vazgeçerek, ‘çok olsun bizim olsun’ zihniyetine doğru yol alması demektir. Daha nice güzel etkinliklere, organizasyonlara doğru şehrimizin tanıtımı adına haydi Kahramanmaraş şahlanma vaktidir. Ekonomik bağımsızlığını elinde bulunduranlar, hiçbir kimseye boyun eğmezler. Ama ekonomik bağımsızlığını elinde bulunduramayanlar, birilerinin söylediğini yapmaktan öteye gidemezler…