Herkese selamlar, Bundan böyle, dilimizin döndüğünce, kalemimizin yazdığınca, klavyemizin tuşları bastığınca sizlerle birlikte olmaya çalışacağız. Köşe yazarlığına başladığım ilk yılda SEYRAN ismi ile başlamıştım. SEYRAN ismi hoşuma gittiği için özel olarak seçmiştim. SEYRAN hangi ve nasıl anlamlar içerir o kadarını bilemem ama benim için olayları, insanları, davranışları, gidişatı incelemek, irdelemek, seyretmek, gözetmek ve araştırmak gibi algıladığım için bu ismi kullanıyorum. Bu kadar bilgilendirmeden sonra gelelim asıl meselemize; İçinde yaşadığımız toplumun bize karşı bir borcu olduğu gibi bizim de topluma karşı mutlaka borcumuz vardır. Biz kendimize saygı duyulmasını, sevgi beslenilmesini istiyorsak öncelikle bunları bizim yapmamız gerekir. Biz karşımızdaki insanları sevip saymazsak, karşıdakinden bunu beklemeye hakkımız yoktur. İnsanların yaşayışlarını, yolda, arabada, işyerinde gözlemlemeye çalışıyorum. Herkesin bir yaşayış tarzı olabilir buna hiçbir şekilde itiraz etmiyorum. Kişi kendisine ne yakıştırırsa o şekilde yaşar, sevabı da, günahı da sonuçta kendisine dönecektir. Benim anlatmak istediğim, kişi hayatını yaşarken, bilerek ve bilinçli bir şekilde farkında olarak yaşamasıdır. İnsanlarımız hayatlarını yaşarken, ne için yaşadıklarının farkında olmuyorlar. Yaptıkları işi yaparken, aldıkları ücret karşılığı yaptıklarını düşünüyorlar. Tabiri caizse insanların kendi yaşantıları da iş hayatları da ‘salla başı al maaşı’ mantığı ile yürüyor. Yaşadığımız fani dünyada, her şeyin bir gün mutlaka hesabının sorulacağını bilerek yaşamak, inançlı biri isek, inancımızın gereğini yerine getirmek, yaptığımız işimizi aldığımız maaş için değil de onu kendi işimiz, mesleğimiz olarak görmek gerekmez mi? Bir tarafta vatan-millet sevgisinden dem vururken, öbür tarafta bu vatanın korunması, gelişmesi için kılımızı kıpırdatmamak sizce doğru mudur? ‘Bayrağımız inmesin, ezanımız dinmesin’ sloganları ile meydanları inletirken, okunan Ezanı duyduğumuz halde camiye koşmamak sizce doğru mudur? Cennet vatanımıza göz dikenleri bildiğimiz halde, ülkemiz üzerine oyunlar oynadıklarını sezdiğimiz halde hala yabancı menşei ürünleri kullanmak, yerli üretimimizi desteklememek sizce doğru mudur? Velhasıl konu uzayıp gider ama burada da çok daha fazla yazarak sizleri sıkmamak lazım. Malum bilinçli olmak dediysek, bilinçli olarak yazıyı burada kesmeliyim ki nitekim bu ilk yazı. Allah nasip eder, ömür verirse sizlerle daha çok konularda yazışacağız. Benden yazması sizden okuması, bilinçli günlerin gelmesi ve bilinçli olmanız dileği ile…
Yazı çok güzel ve anlamlı olmuş bu zamanda insanlar her şeyin bilincinde aslında ama yapmaktan acizler bence çünkü insan yaratılışı zaten aciz bir şekilde yaratılmıştır bazı şeyleri biliyorsak ve yapmıyorsak bir yerde bir eksiklik vardır elbet.
Maalesef ki her şeyin para olduğu bir Dünya da yaşamaktayız halbu ki yazıda da söylediği gibi bir işi alacağımız maaş için değil kendi görevimiz olduğu için veyahut Borcumuz olduğu için yapmalıyız ve en önemlisi severek hiç mi hiç ortak koşmadan yapmalıyız.
Başarılarınızın devamını dilerim
Saygı değer amcacığım sitende paylaşmış olduğun bu güzel yazı için sana çok teşekkür ediyorum. Bu gibi paylaşımlarının devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
Ahiret hayatını unutan, Müslüman bilincini de kaybeder. Dünya nın geçici güzelliklerine aldanır. Azıcık bir menfaat elde etmek için sevdiklerinin kalbini kırar.
Bu yüzden ahireti çokça hatırlayıp bir gün dünya yolculuğunun sona ereceğini her gün düşünüp hiç ölmeyecek miş gibi dünya hayatı için yarın ölecekmiş gibi ahiret hayatı için çalışmalıyız.
Patron aramıza hoşgeldin,
Gerçekten mükemmel yazmışsın, kısa net ve öz. Senden de başka türlü yazı çıkmazdı zaten. Yazılarının devamını beklerim demiyorum, çünkü başlamışsan bir sefer Allah'ın izni ile devamını getirirsin. (Laf aramızda bizi de zora sokarsın artık her hafta bir yazı istersin :))
Sevgili muzen haber öncelikle kalemine sağlık güzel bir yazı olmuş.%90 müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz güya fakat dinin gerektirdiği gibi yaşayan insan sayımız pek az adalet mülkün temelidir diyoruz ama ''salla başı al maaşı ''diyerek ne mal kalıyor ne mülk mahkemede dayın olsun mantığı ile ilerleyen insanlara pirim vermeden doğru insan olma yolunda yürüsek bizden sonraki neslide bu şekilde eğitsek taşların yerine oturacağı taşı toprağı altın olan ülkemde huzur hiç eksik olmayacaktır.Hayata dair tecrübelerimizi insanlarla paylaşmamız gerekmiyormu,bıkmadan usanmadan son nefesine kadar efendimiz Muhammed Mustafa sav değilmiydi kapı kapı gezerek doğruyu insanlara öğreten yapılan yanlıştan dönülmesi için kendi nefsini hiçe sayarak ümmeti için çırpınan.Bizler kendimizi sorguluyormuyuz sokakta onlarca olumsuz ahlak dışı durumlarla çok karşılaşmışızdır hiç kimse yapılan yanlışı düzeltmek için uyarıda bulunmuşmudur. Yazınızda yabancı ürünlerin kullanımından bahsetmissiniz inanın bu sorunları düşünmeye gelene kadar halledilmesi gereken o kadar sorunumuz varki.konuyu fazla uzatmak istemiyorum konuşursak uzar gider güzel ülkemin sorunları hiçççç bitmez bizler doğru insanlar olmadığımız sürece.Sağlıcakla kalın yazılarınızın devamı temennisi ile....
Hayat mücadelesi zorlasmaya başladı ama insanlık ölmedi. Bilim insanları kelebek etkisi tek vardır. Sabah yolda,otobüste tanımadıklarına bir selam vermek günaydın demek karşıdaki insanı etkiler oda başkasına derken bir bakmisiniz insanlarda sevgi başlamış. Gülmek lazım. İnsanoğlu doymaz bir yaratıktır ne kadar versende benim aldığım az derler. İşini sevmek lazım hayatı sevmek lazım insanları sevmek lazım. Yaratılanı sev yaratandan ötürü selam ve dua ile adınıza sağlık
Değerli insan guzel noktalara değinmişsin.
Önce insanları değil insanları bu duruma mecbur eden sistemi suclamak gerek. Salla başı al maaşı demişsin? Yaşadığımız coğrafya üzerinde ast üst ilişkisi olduğu müddet, Ankara'da dayım var cümlesi konuşulduğu müddet insanlardan pek bir verim alınılması biraz güç. O çalışmadan alıyorsa maaşını bende alırım der herkes. Önce ast üst arasındaki bu katı farkı en aza indirmek gerek daha sonra ise dediklerinizin uygulanmasını beklemek gerek.
Yazılarınızın devamı gelmesi dileğiyle..
seyran bey keşke yazınızdaki gibi insanlar olsa
keşke diyorum çünkü yazınızda tarif ettiğiniz insanları bulmak artık çok mümkün değil
yazılarınızın devamanı diliyorum
saygılar
İşi kolaydan halletmek dururken ve buna da çalışan kurum ya da kuruluş imkan verirken okumayan ve araştırmayan insanlara çok güzel nasihatler veriliyor. İnsanlar önce kendi kulağını çekmeli sonra yaptığı iş ile başkalarına örnek olmalı. O zaman yukarıda ki sorunsal fikirler kendiliğinden çözülür.
Cami Hocası ey cemaat diye başlayıp, sonunda yardım isterken sayın cemaat diye bitiriyor. Dikkatinizi çekmek isterim.
cok kiymetli hemsehrim SEYRAN,Toplum yaralarini ele almak cok guzel bir fikir,bu konuda sizi tebrik ederim.
hayirli ugurlu olsun kolayliklar dilerim.
SOSYAL BİR YARAYA PARMAK BASMIŞIN. TEBRİKLER. ELBETTE BATI DİLİ İLE EMPATİ
DİYORUZ."KENDİNİZE YAPILMASINI İSTEMEDİĞİNİZ BİR MUAMELEYİ,BAŞKASINA YAPMAYIN" HADİS MEALİ.DEVAM ETMEK LAZIM YAZMAYA.