Seçkin bir kimse değilim,  ne bir padişah ne de bir kral….

İsmimin baş harfleri acz tutuyor, Ellerime kuvvet vermedikçe ellerim aciz, dertlerime derman vermedikçe garip gönlüm aciz, bir soluk alacak kadar nefes vermedikçe yaşamam aciz ve birkaç sn kalbim duracak olursa hayatım aciz….

Bağışlamanı dilerim, Senden başka hangi kapı var ki ona gideyim. Sana geldim bağışlamanı dilerim…

Sana zorsa bırak yanayım, Kolaysa esirgeme; Bir şeyden her şey yapan ve her şeyden bir tek şey yapmaya muktedir olan Rabbim kün emrin ile zemin yüzünü baştanbaşa çiçekler ile donatan, ay ve yıldızları semanda bir sapan taşı gibi döndüren rabbim beni affından mahrum eyleme affını benden esirgeme.

Hayat bir boş rüyaymış, Geçen ibadetler özürlü Eyvah aldandım bu rüya hiç bitmeyecek sandım, Sela sesiyle bu uykudan uyandım. İnsanlar Uykudadır Ölünce Uyanırlar" der di. efendimiz. Gaflet döşeğinde uyumuş ibadetlerimizde kusur etmiş isem aczimizdendir bu bağışlamanı dilerim.

Eski günahlar dipdiri, Seçkin bir kimse değilim; Ne ismet ismim var günahsız olayım ne de bir peygamber vasfım var hatasız olayım seçkin bir kimse değilim aciz bir Abdullah’ım bende geçmiş günahlarımı hatırlar huzuruna borçlu gideceğim ona ağlarım…

İsmimin baş harflerinde kimliğim; Aczim ile bilirim seni, Sen her şeyi bilirsin ben ise senin bildirdiğini, sen her yeri görürsün ben ise senin gösterdiğini, sen ebedi ve ezelisin ben ise senin takdir ettiğin kadar çekerim bu nefesi… Dedim ya acizim aciz olduğum için elim yetişmediği için gönderirsin yumurtamı tavuklarınla, gönderirsin balımı arılarınla, gönderirsin dağlardan akıttığın suları evimin musluklarına … İsmimin baş harflerinde kimliğim bilirim lakin tozlanmıştır üzeri bu kimliğin esbab perdeleri toz kapatmıştır üzerini, Her gördüğüm şeyi sebeplere bağlamışımdır. Yağmuru buluttan, Meyveyi ağaçtan, hayatı bir rastlantıdan ibaret görmüşümdür.

Peki benim gibi gören var mı. Var mısınız kimliğimizi bulmaya,  aczimizi hatırlamaya öyleyse bu şiirin sahibi ismimin baş harflerinde kimliğim diye bize hayat sınavımızda çok önemli bir ip ucu veren rahmetle yad ettiğim Büyük usta Abdurrahman Cahit Zarifoğlunu tanımak için Ramazan ayına yaklaştığımız şu günlerde aczimizi hatırlayıp, benliğimizi, gururumuzu, ebedi yaşama hissimizi bırakıp acz şemsiyesi altına girmeye ve şükür vadilerine ulaşmaya var mısınız? Öyle ise sizleri 2-3-4 Haziran tarihleri arasında Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal işler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenecek olan Abdurrahman Cahit Zarifoğlu Sempozyumuna davet ediyorum.

Yazımı okurken sizleri istemeden de olsa kırdığım ya da üzdüğüm için yüce Rabbimden

Bağışlanmamı dilerim.