
Ünlü müsteşrik (oryantalist) Louis Massignon şu sözleri söyler: “Onların her şeylerini yıktık. Felsefeleri, dinleri mahvoldu. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. Derin bir boşluğa düştüler. Anarşi ve intihar için olgun bir hale geldiler.”
Emperyalist devlet birliği Avrupa için Anadolu İstanbul, Antakya, Hatay, İzmir gibi kentlerdeki kiliselerle kutsal yerler kabul edilir. Bu sebeple 1095 yılında Katoliklerin liderliğinde Haçlı seferlerini başlattılar. Bütün Avrupa ordularıyla Anadolu ve Kudüs’ü zenginlikleriyle birlikte ele geçirmek için harekete geçer. Başarısız olurlar. Bu başarısızlıklar Avrupa’ya neden geri kaldık dedirtmiş, çalışmış ve çağ atlatmıştır. Yüzyıllar süren yenilgilerin acısını yaklaşık 200-300 yıldır tabiri hoş değil ama çıkartıyorlar.
Neden mi Anadolu?
1) İbrahim peygamberi kendi dinlerinden ve atalarından kabul ederler. Hz. İbrahim (as) Harran ve Urfa’da yaşamıştı.
2) Hıristiyanların ilk veya ikinci kilisesi Antakya’dadır. Hıristiyan ismini Antakya’da aldılar.
3) Hıristiyanlığın içindeki problemleri çözmek amacıyla toplanan sekiz konsil Anadolu’da yapıldı.
4) İlk Hıristiyanların (Pagan devir) Romalıların zulmünden kaçıp ibadet yapmak için toplandıkları mağaraların çoğu Türkiye’dedir.
5) Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem Anadolu’ya gelip yaşamış ve vefat etmiştir.
6) Hıristiyanlığın mimarı Aziz Pavlus ilk eğitimini Tarsus’ta almıştır.
7) Ortodoksluk’un merkezi İstanbul’dur.
8) Süryani Ortodoks kilisesi veya diğer ismiyle Yakubiler’in merkezi Antakya’dır. Süryanilerin Antakya’da üç patrikliği bulunmaktadır. Bunlar Havari Petrus’un ilk kiliseyi buraya inşa ettiğine inanırlar.
9) Ermeni’lerin Patrikliğinin merkezi Lübnan’da olsa bile Türkiye’de başpispokoslukları vardır. Ve yine Keldani Hıristiyanlarının İstanbul’da başpiskoposlukları bulunmaktadır.
10) Hz. İsa’nın yaşadığı yer Kudüs (Jeruselam)’tür. Müslümanlar ise sayılan bütün toprakların sahipleridir.
11) Müslüman Alevi kardeşlerimizi ise zorla müslümanlaştırılmış Hıristiyan kesim diye takdim etmektedirler. Tekrar ele geçirmek adına 18. Yüzyıldan itibaren yoğun misyonerlik faaliyetlerine başladılar. Özellikle Anadolu’da Amerika ve İngiltere’nin açtığı okullarda misyonerlik faaliyetleri hat safhaya varmıştır. Ne yazık ki misyonerlik faaliyetleri sömürge faaliyetleriyle paralel işlemiştir.
Kısaca değinmenin yanında küçük bir örnek vermek gerekiyor: Jomo Kenyetta adında yaşlı bir Afrikalı İngiliz misyonerine şunları söyler: Siz buraya ilk geldiğinizde bizim toprağımız, sizin İncil’iniz vardı. Hıristiyanlar bize gözlerimizi kapayarak dua ve ibadet etmemizi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda onlar bizim topraklarımızı, biz de onların İncillerini almıştık. Durum bundan ibaret ise bizlere düşen okumak, okumak, okumak ve düşünmek, düşünmek, düşünmek…