1091-1276 yılları arasında İran’da Alamut Kalesi’nde Hasan Sabbah’ın liderliğinde hüküm süren Haşaşin Devleti bağımlılık yapan maddelerin terörist amaçlarla kullanımına önemli bir örnektir. Hasan Sabbah alkol, esrar ve başka uyarıcı maddeleri kullanarak bağımlı yaptığı fedaileri ile birçok suikast planlamış ve bölgede önemli bir terörist güç olmuştur. Bu örgütlenme bağımlılık yapıcı maddeleri bu amaçla kullanan başka yasadışı örgüt ve oluşumlara da örnek teşkil etmiştir. Hasan Sabah maddelere bağımlı yaparak kendisine hizmet ettirdiği fedaileri aracılığı ile başta Selçuklu Veziri Nizm-ül Mülk olmak üzere kendisine ve tarikatına karşı olan birçok bilimciyi, devlet adamını ve sanatçıyı öldürtmüştür. Günümüzde de bağımlılık yapıcı maddeler özellikle terörist örgütler tarafından hem ticareti yapılarak maddi kaynak elde etmek için hem de militan temin etmek için kullanılmaktadır.
Bağımlılık yapan maddelerin üretimi ve dağıtımında yasadışı örgütlerin aldığı rol ve 21. yüzyılın en önemli güvenlik sorunu olan terörizme yarattığı kaynak göz önüne alındığında, madde kötüye kullanımı ve bağımlılığının sadece önemli bir halk sağlığı sorunu değil, aynı zamanda ciddi bir güvenlik sorunu olduğu da ortaya çıkmaktadır. Günümüzde bağımlılık yapan maddelerin üretimi ve dağıtımından en büyük payı alanlar yasadışı terör örgütleri ve organizasyonlar olarak görülmektedir. Terörün ve yasadışı organizasyonların varlıklarını sürdürebilmeleri için bağımlılık yapıcı maddelerin üretilmesi ve tüketilmesi katkı sağlamaktadır.
Terör örgütleri o kadar opersayonlara rağmen bitmiyorsa bunun sebebi uyuşturucu sevkiyatının devam etmesidir. Uyuşturucudan kazanılan milyar dolarlar bu örgütleri finanse etmektedir. Ülkemiz stratejik konumu itibariyle bu sevkiyatın Avrupa’ya taşınan geçiş noktasıdır.
Peki bu sevkiyatlar halen nasıl devam etmektedir? Şeytanın dahi aklına gelmeyecek türlü türlü yollarla uyuşturucular taşınmaktadır. İşte bir örnek cenaze aracında cansız manken içerisine yerleştirilen esrarlar, ambulanslar ile hasta gibi taşınan uyuşturu maddeler, patates çuvalları içerisinde adeta patates gibi boyanıp ambalajlanan esrarlar ve daha şeytanın aklına gelmeyecek yüzlerce yol….
Evet ihbar edilmeseydi ya da emniyet ekiplerimiz bu kadar dikkatli olmasaydı bunları da asla bilemeyecektik. Unutulmamalıdır polis heryere yetişemez herşeyi bilemez burda vatandaş devreye girmelidir. Bilindiği, gördüğü veya hissettiği bir yanlış varsa derhal bunu emniyet güçlerine bildirmelidir. Unutmayınız oyun büyük. Bu oyunu bozmak senin elinde. Ya söylersin hayatlar kurtulur, ya da dilsiz şeytan misali susarsın hayatlar kararır.