Sen her çiçeğe hayat veren kansın
Çiçek yetiştirecek en derin irfansın
Kapama bin asırlık o pak pencereni
Mazluma gökkubbeden açılan sabahsın.
Sen Hakk’tan bize armağansın.
Bir ağaç yaprak açıyor, biri döküyor
Lamba yanıyor, lamba sönüyor
Bir insan düşüyor, bir insan kalkıyor
İnsanlar ölüyor sabaha kadar
Gök kızıl, gök sarı
Kurşun yıkıyor duvarları, rüyaları
Tank altında kırılıyor kafatasları
15 Temmuz ikinci üfürülüşüydü sur’un
Bu gece kan yağdı sabaha kadar
Ve bir hain kanla kaplıyor kaldırımları
Karanlığa düşüyor gül hıçkırıkları
Kasatura açsa da misk kokulu mektupları
Durduramaz geleceğe uçan postacı kanaryaları
Vatan duası titretiyor dudakları
Vatan, duasına kaldırıyor bayrakları
Gök titredi, arş yetişti münacatına masumun
Silah tutan esir, hedef hür
Bu gece geleceğe vurulacaktı mühür
Kızıl bir kurşun çıkıyor namert elden
Yalıyor yanağını zift dolu gecenin
Bir ölü aydınlık günlerden kalma yüzüyle
Bir nehir aktı parmaklarının arasından
Hala mütebessim bütün haşmetiyle
Nice genç çıktı vatan duasına
Kökü irfan, ölüme koşarcasına
Yüzlerce ruh bu gece göğe yükseliyor
Ardından bir gül gözyaşı döküyor
Bir meçhul bulut geçiyor üzerimizden
Toprak almaya çalışıyor kaderimizden.
Bir nesil aktı geleceği muştulamak için bu gece
Vatan için can vermek dudakta tek hece
Hainler, darbeciler, tüccarlar ve kan emiciler
Mazinin himmetiyle, kaynadı kazanda hurafeciler.
Bir mum yakılmış vatan duasına
Nice pervaneler veda etmiş anasına
Görüyorum Bel’am’ı sisli mağarasında
Tutuşmuş salib ehli, Bel’am yasında.
Evleri ifrit kalpleri ye’s bürümüştü
Mezarında Osmancık bir an üşümütü
Hainler birlik, hainler bir ummandı
Dirilişe muhtaç ümmet, ümmet perişandı
Osmanlının enkazıydı bu mahşer
Yoğruldu yıkıntılardan perişan beşer
Bu topraklar doğum sancısı çeken bir anneydi
Soluk alıyor artık dev, o meş’um seneydi
Vatan duası sokaklardan göklere yükselen bir mahşerdi
Açıldı tarih ve gördü gözler, Hakikat!
Bu yıllarca beklenen beşerdi
Sustu rüya ehli, sustu Olimposun masalı
Roma dirilen kahraman karşısında tasalı.
Diriltti doğuştan kınalı erleri bir garip sır
Vatan duasına şahit oldu bu asır
Kucaklıyor bu tecelliyi ufukta melekler
Ruh, ışık, diriliş her Temmuz gelecekler
Set çekse de dirilişe Bel’amlar Karunlar
Muhammedin aslanlarında Kur’an var.
Bel’am bir büyücü gibi tehditgârdı
Büyüler maziden gelen bir tekrardı
Bel’am bir imtihan, yürüdüğümüz yamaçlardı
Şeytandan gelen hayali ayartmalardı
Yetişti vatan duasına Rabb
Gelenler ölmeyen diyardan ordulardı.
Duamız
Sinelerden gelen bir hisardı
Peygamberlerden gelen dalgalardı
Vakit vakit semaya yükselen yalvarışlardı
Uçsuz bucaksız göğün kapısını çalardı
Ses veren ezel-ebed sultanı Hükümdardı.
Vatan duasına iştirak eder Peygamber, ayaktadır
Ebu Cehil karpuzu gibi düşman, kıvranmaktadır
Heyhat! Vatan duası bir alınyazı, bir gün doğumu
Alınyazısına güneş elini uzatmaktadır
Güvenmesin ehl-i salib elindeki hançere
Ölmedi bu çınarlar, sanılmasın, boş yere
Toprak değişti, tohum ve ruh değişti artık
Ruhlar rahmet deryasında pişti artık
Her bahçede bir Ömer var azametiyle
Her çiçekte bir Ömer var adaletiyle
Nerede kenetlenmişse şer çiçekleri
Fezadan kopup geliyor mazlum dilekleri.
Artık gam onlar için bir girdap
Onlar için keder artık bir dönme dolap
Asımın nesli, diyordu ya, nesilmiş gerçek
Vatan çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek.