TEMBELLER SIRASI


Bu makale 2017-11-03 11:35:16 eklenmiş ve 1426 kez görüntülenmiştir.
Sabri Daşo

Son günlerde eğitim sistemimizin vahim hali herkesin malumu. Artık sadece eğitim ile uğraşan kesimler değil veli öğrenci herkes bu durumdan rahatsızlıklarını yüksek sesle söyler oldu. Tabi ki çok büyük yanlışlıklar var ve elbette en kısa sürede düzeltilmeliler. Ancak eğitim sistemimizin en büyük eksikliği sınav sistemi, ölçme değerlendirmeden çok eğitimin niteliğinin geliştirilememesidir. Bireysel farklılıklara uygun, çoklu zekâ temelli, pratikte uygulanabilen, öğrenciyi hayata hazırlayan bir sistem üzerinde değil de yine sınavlar üzerinden çıkan tartışmalarla eğitimin düzeltilmesi gerektiği anlayışı üzücü. Eğitimimizin yanlışlarından biri de etiketleme sorunudur. Özellikle kaynaştırma-bütünleştirme öğrencilerinin yaşadığı bu problemi eskiden daha geniş bir kitle yaşıyordu. Şimdilerde etiketleme bir sorun olarak görülmekte hatta bu konularda soruşturma dahi açılmaktadır. Ancak eskiden etiketleme bir sorun olarak bile görülmüyordu. Şimdi teşhisi, belirtileri, süreçleri ve çözümü olan bir hastalık gibi nerdeyse.

 

Etiketleme sorununun o kadar mağduru var ki etrafımızda, kelimelerin kıyafetsiz kaldığı durum onların hayatlarını anlatmak aslında. Bu mağdurların arasında iyi bir kariyere sahip olanların sayısı da azımsanamayacak kadar çok. Üniversite okuyan, benim hakkımda böyle dendi ama ben bunları yapabildim, diye çok hikâye duydum etraftan. Şimdi onlardan bir tanesini kendi cümlelerimle anlatmaya çalışacağım.

 

İlkokul birinci sınıfta iken odada bulunan 3 sıranın isimleri şöyleydi: tembeller sırası, orta sıra çalışkanlar sırası. Şimdi düşünüyorum da bu tembeller sırası nasıl bir yerdi. Kapı yakın veya duvar kenarı, kışın öğrencilerin montlarını astığı yer. Çalışkanlar sırası öğretmen masasının önü, orta sırada ise ne tembel ne çalışkan arada kalan öğrencilerin yer bulduğu mevki diyelim.

 

İlkokul birinci sınıfta hayata hala buğulu bakarken, gözlük kullanmaya başlamadan önce çalışkanlar sırasında otururdum. Hastalıklara karşı zayıf bağışıklığımdan dolayı yine bir hastalıkla savaşıp güç bela galip çıkmış bir o kadar da yara almış vaziyette bekliyorum sınıfta.

 

O zamanlar etiketleme öğretmenin yaptığı rutin bir uygulama idi sınıfımızda üç sıra vardı. Öğretmenin masasının karşısındaki sıra çalışkanlar sırası. Orta sıra ve kapı kenarındaki tembeller sırası. Sanki sizin burada işiniz yok. Kapıya yakın olun ve bizi yormadan uzaklaşın der gibi. İşte günlerden bir gün çalışkanlar sırasında hastalığın ardından oturuyorum. Öğretmen gözlerini bana dikti ve bir soru sordu. Sorunun ne olduğunu hatırlamıyorum ama cevabım yanlıştı. Artık orta sıranın yolu gözükmeye başlamıştı bana. Pılımı pırtımı topladım ve orta sırada öğretmenin gösterdiği yere oturdum. Daha ne olduğunu bile anlamadan üç beş dakika sonra öğretmenimiz bir soru daha yöneltti. Maalesef bunu da bilememiştim. Öğretmenimiz bana yine gideceğim yeri gösterdi. Artık kapıya yakın, öğretmenin öğrencinin velinin bil cümle herkesin bildiği ve söylemekte de bir anormallik duymadığı tembeller sırasında idim. Bu yaşadığım 40 dakikalık bir ders sırasında başıma geldi. Hatta dersin bir bölümünde. Şimdi böyle bir durum çocuğun psikolojisini nasıl etkiler desek market listesi gibi bir liste uzar gider. Ben ne hissettim. Tam anımsamıyorum. Belki üç beş gün belki bir iki hafta kadar uzunlukta bir süre okula gitmek yerine okulun odunluğunda bekleyip eve öyle gittiğimi ve ailemin de durumdan haberdar olmadığını hayal meyal hatırlıyorum. Belki buna karşı bilinçaltımın oluşturduğu bir refleks olarak hep pencere kenarında oturmayı severim.

 

Çok klasik bir tabir olacak ama çocuklarımızı etiketlemeyelim. Slogan cümleler kurmak hayatları değiştirmiyor maalesef. En iyisi bizler birilerini etiketlerken veya etiketlendiğini görürken o kişilerin yerine kendimizi koyalım ve bu hayat hikâyelerini düşünelim. Tabi ki bu gibi hikâyeler biraz şanslı biraz da inatçı insanların hikâyesi. En kötülerinin durumunu hiç kimse tahmin bile edemez. Çünkü onların hikâyeleri yazılmaya değer bile bulunmuyor maalesef.

Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
Değiştir  
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
ÇOK OKUNANLAR
SON YORUMLANANLAR
E-Mail Bülten Kaydı
Anket
Size göre Kahramanmaraş'ın en acil sorunu nedir?
Ulaşım
Eğitim
İşsizlik
Konut
Muzen Haber
© Copyright 2013 muzenajans. Tüm hakları saklıdır. Bu site Ziya SOFT haber yazılımı alt yapısı ile yapılmıştır.
GÜNDEM
Kadına Şiddet
Anayasa Haberleri
Trafik Kazaları
Yerel Seçimler
SPOR
Galatasaray
Fenerbahçe
Basketbol Haberleri
Şampiyonlar Ligi
SİYASET
Recep T. Erdoğan
Devlet Bahçeli
Kemal Kılıçdaroğlu
AKP Haberleri
EĞİTİM
Eğitim Haberleri
Eğitim Bakanlığı
A.Ö.L.
Eğitim Portalı
DÜNYA
Avrupa Haberleri
Amerika Gündemi
Suriye İç Savaş
Arakan Meselesi
erotik shop erotik shop erotik shop erotik shop erotik shop erotik shop erotik shop istanbul escort