Hemen belirtelim ki FETÖ, PKK, DEAŞ, el KAİDE, BOKO HARAM vs örgütler emperyalist devletlerin İslam ile savaşmak adına kurdukları terör örgütleridir. Yani söz konusu örgütler emperyal devletlerin truva atlarıdır.
Tarsus doğumlu, Yahudiliğin Ferisilik mezhebinden Hz. İsa ve Havarileri düşmanıdır. Kendisini onları yok etmeye adamış bir casustu. Hz. İsa ve taraftarlarını fişlemek için Şam’a giderken çarmıha gerilmiş olan İsa kendisine görünür. Öyle ki şiddetli ışıktan dolayı gözleri kamaşır ve geçici kör olur. Bu olaydan sonra Hıristiyan olur ve bildirdiğine göre Tanrı oğlu İsa kendisini peygamberi olarak görevlendirir. İsa’nın Tanrının oğlu olduğuna dair vaazlar vermeye başlar. Vaazlarında hileli mantık oyunlarına sıklıkla başvurur. Kendisi Korintiaslılara mektuplarda bukalemun vari kişiliğini itiraf etmektedir. Buna göre o şöyle demektedir: “Ve Yahudileri kazanayım diye Yahudilere Yahudi gibi davrandım; kendim şeriat altında olmadığım halde şeriat altında olanları kazanayım diye… I, 9:20,22” Sonraları ise Pavlus Pagan Roma kültürü ve Yunan mitolojisi ile dolu olan teoloji anlayışını ve kilisesini inşa eder. Hıristiyanlığı yani İsa ve taraftarlarını fiziki olarak yok edemediyse de mana olarak tarihten silmeyi başardı.
Pavlusçu kilise anlayışı Hıristiyanlığa önceleri tam hâkim olamadı. Tevhid çizgisinde olan Ariusçuluk ve Donatusçuluk gibi Kuzey Afrika topraklarında yaşayan mezhepler tanrı-oğul gibi inanç anlayışına şiddetle karşı çıkıyordu. İmparator Konstantin neredeyse hepsini öldürerek yok etmiştir. Bazıları Habeşistan’a kaçmayı başarırlar. Kilise özellikle Katolik kilisesiyle İsa tanrılaşmış, kilise babaları istediğini bağışlayıp istediğini günahıyla başbaşa bırakan, istediğine cennetten arsa ve köşk veren, istediğini aforoz edip cehenneme atan (ortodoksları da attılar) yarı- tanrı bir müesseseye dönüştü. Karşı çıkanlarda bizzat “tanrıya karşı çıkıyor” diye yakıldı, öldürüldü. O kadar ki Hıristiyan teolojisi mesela Tertullian elinde şöylece ifade ediliyordu: “credo quıa absurdum” yani “saçma olduğu için inanıyorum” veya “inanıyorum çünkü saçmadır”.[1]
Şimdi İslam’ın Pavlus’u olmaya aday FETÖ terör örgütüne gelebiliriz. a) İsa yolda pavlusa görülmüş ve onu görevlendirmişti. Fetö elebeşını da söylediğine göre Allah kâinatın imamı olarak görevlendirmişti. Hz. Peygamberi sıklıkla rüyasında görüp talimat almaktaydı. Tıpkı Pavlus gibi mantık oyunları yaparak çevresindeki insanları etkiliyordu.
b) Pavlus sıklıkla ikiyüzlü davranmaktadır. Fetö elebaşınında ne olduğunu, neye inandığını bilmiyoruz. Hatta Hz. Meryem’e gelen ruhun[2] (Cebrail) Hz. Peygamber olduğunu yani Hz. İsa’nın babasının Hz. Muhammed olduğunu tefsirinde apaçık söylüyordu.
c) Pavlus çeşitli pagan kültürlerle İseviliği yorumlamış ve inşa etmişti. Fetö ele başıda müceddidlik davasıyla özellikle Hıristiyan kültürüyle, dinler arası diyalog vasıtasıyla (ılımlı İslam) vs Batılıların anladığı bir İslam anlayışını empoze etmeye çalıştı. Kuşkusuz 15 Temmuz’da bu anlayıştan kurtulmamız çok hayırlı olmuştur.
d) Pavlusçu anlayış kendinden olmayan tüm Hıristiyan mezheplerini –ki herbiri ayrı bir din gibidir- cennete koymaz, cennetin kapısında bekçilik yapar. Fetöcüler ise kendileri dışındaki tüm müslüman gurupları cehenneme gönderir. Dikkat ederseniz Hıristiyanları ve Yahudileri cennete koyma hoşgörüsünü gösterebiliyor!
e) Fetöcülerde aynen Tertullian gibi muhterem Hoca Efendi hazretleri ne derse doğrudur bakışıyla sümüklü mendillerini yiyor, donunu saklıyorlar.
f) Pavlus bir Yahudi ajanı sayılacaksa şimdi Fetö elebaşı ne ajanı olmaktadır. Bana kalırsa hem Yahudi hem Hıristiyan ajanı olmakta.
g) Pavlus, Hz. İsa ve havarilerini fiziki olarak yok edemedi ama mesajlarını yok etti. Fetö ile İslam’ı fiziki olarak yok edemeyeceklerini anlayan İslam düşmanları İslam’ın evrensel mesajlarının içini boşaltmaya çalıştılar. Ancak fetö elebaşının tabiriyle “gayretullaha dokundu” ve “şefkat tokadı”nı yediler. Cenab-ı Hak bizleri ve diğer İslam ülkelerindeki kardeşlerimizi küffardan korusun, ayaklarımızı sabit kılsın. Islahı mümkün olmayan bu şeytan ordularını kahreylesin.