OKUMADAN YAZAR OLUNMAZ

Kahramanmaraş 4. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı’nda öykü yazarlığının yanı sıra harika bir roman yazarı olduğunu da gösteren Kadriye Arslan Kırdök'le yazarlıktan dem vurup yaptığımız röportajda işaret ettiği konular karşısında verecek cevap bulamadık.
Bu haber 2017-10-23 13:31:29 eklenmiş ve 1106 kez görüntülenmiştir.

KAHRAMANMARAŞ

Öykü yazarlığının yanı sıra harika bir roman yazarı olduğunu da gösteren ve ispatlayan Kadriye Arslan Kırdök’le Kahramanmaraş 4. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı’nda karşılaştık.

Yazarlıktan dem vurup yaptığımız röportajda Sayın Kırdök’ün işaret ettiği konular karşısında verecek cevap bulamadık.

Belden aşağı küfür içerikli kitapların kol gezdiği internet sitelerinden, genç yazarlara tavsiyelere kadar birçok konuda görüşlerini aldığımız Kadriye Arslan Kırdök’le yaptığımız röportajımızı noktasına dahi dokunmadan yayınlıyoruz.

1-Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

*Kadriye Arslan Kırdök Kahramanmaraşlı yazarım. Kadriye Arslan Kırdök’ü sizler hep öykücü yazar olarak tanıdınız. Öykü Yazarı dalında 3 birincilik ödülüm var.

2-Peki roman yazmaya ne zaman başladınız?

*Öykülerden sonra romana geçtim. Biliyorsunuz edebiyatta şöyle bir şey vardır. İyi öykü yazanlar, iyi roman yazarlar. Ama iyi roman yazanlar bazen iyi öykü yazamaz diye. Ben önce kendimi öykücülükte geliştirdim. Kanıtladım ve ödüller aldım. Daha sonra dedim ki artık roman yazabilirim. Çünkü yaptığım işe çok saygım var, kendimi geliştirmeye, yaptığım işle alakalı araştırmaya meraklıyım. Romana hemen geçmek istemedim. Kendimi iyice donatmak istedim. Hedefim Maraş için iki roman yazıp daha sonra farklı konuları kapsayan romanlar yazmaktı.

3-Nedir bu iki roman?

*İlk ‘Masal Şehrinin Kayıp Aşkları’ yine Maraş’la ilgili bir romandır. 1915 yılında Tehcir Kanunu ile Maraş’tan giden bir Ermeni Ailenin iki kuşak sonra yeniden Maraş’a dönüp izlerini araması ve Maraş’ı anlatan bir romandır. O dönemin sosyolojik, psikolojik insanların ilişkilerini tarihsel boyutta haksızlığa uğramasını anlatır Maraş’ın. Birçok yerde Ermenilere zulmü diye geçer ama gerçekte öyle değildir.

4-İkinci romanınız hangisi?

*İkinci romanımı da söz verdiğim üzere Elfida diye geçer ismi. Yine bir Maraş Romanı. 1979-1980 dönemini ve Maraş Olaylarını anlatan bir roman. Bu roman için çok araştırmalar yaptım. Provokatörleri araştırdım, o dönem neler yaptıklarını araştırdıktan sonra roman içerisine ufak ufak kattım. Tarihsel süreci roman içerisinde anlatmak biraz sıkıcı olur ama bunu bir kadının hayatında gizleyerek yapmak istedim. Elfida o dönemde çocukluğu geçmiş bir kadın. İleriki yaşlarda o dönemin travmasıyla hayatının şekillenmesi, daha sonra yaşadığı ailesinin parçalanmış olması ve onda bıraktığı izleri sorgulayarak hayatını yeniden şekillendirmesi. Alevi bir babası ve Sünni bir annesi var. Acılar içerisinde büyümüş. Dayısı Maraş olaylarından dolayı 18 yaşında idam edilmiş. O dönem birçok şeyler yaşamış. Babası tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş avukat olduğu için bir dava yüzünden. Bütün bu acılardan dolayı Elfida diyor ki; ‘Eğer Hz. Ali’nin sevgisi ve hoşgörüsü var ise neden bu insanlar insanlara zülmetti” diyor Alevi kesimi işaret ederek. Sonra da ‘Anneannem derdi ki; ‘İnsan öldüren Kabe’yi yıkmış gibi olur’ derdi. Peki bu iki grup neden insan oğlunu öldürdü neden katletti. İki gruba da yani ne Aleviliğe ne Sünniliğe yanaşmıyor ve inançsız olarak büyüyor. Daha sonra yaşadığı birçok olaylardan sonra kendini sorgulamaya, yargılamaya başlıyor. Kendisi ile bir iç çatışmaya giriyor ve doğru yolu buluyor. Onun hayat sürecini, hayata bakış açısını, bir kadının yaşadıklarını, yaşarken savaşlarda kadınların ve çocukların ezilişini anlattım.

5-Okuyucularınızın romanlarınıza ilgisi nasıl?

*Elfida çok tutuldu ve çok okundu.  Sanırım ‘Masal Şehri’nin Kayıp Aşklarını okuyanlar Elfida’ya yoğun ilgi gösterdi. İkinci romanımı merak ettikleri için aldılar. Bir roman bir romanı çekti.

6-Yazarlık konusuna nereden merak sardınız?

*Ben yazarlığa merak salmadım, kendimi bildim bileli yazıyorum. Lisede ödüller aldım. Şiir dalında ve öykü dalında ödüller aldım. Ben hep yazıyordum zaten, çocukluğumdan beri yazıyordum. Bir dönem ara verdim. Zirveye çıktığım 1994’lü yıllarda bir dönem ara verdim. 2000’li yılların başında öykü dalında felan ödüller almaya başladım.2008 yılında 6 yıl ara verdim. Yazmadım, yani hayatınızda bazen dönüm noktaları olur kapattım ben de kendimi. Ama Maraş’ın edebiyat camiası beni çok sever sayar. Benden dönüş yapmamı ve yazmamı istediler. Sen iyi bir kalemsin, seni kaybetmek istemiyoruz dediler. Verdiler bana gazı tekrar döndüm.

7-Eserlerin devamı gelecek mi?

Eserlerin devamı Allah nasip ettiği sürece hızla gelecek, çünkü ahdim var benim. O ara verdiğim dönemi kapatmak istiyorum. Çünkü kurlarım kahrediyor bana. Sen neden yazmadın biz seni okumak istiyoruz dediler ben de söz veriyorum o dönemi süratle kapatacağım dedim. Yarım projelerim var onları hayata geçireceğim. Bu arada başka işlerim de var biliyorsunuz. Kitap Yaprağı Eğitim Gelişim ve Farkındalık Derneği Başkanıyım. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Şube Müdürlüğü’nün Kadın Kulübünü kurduk. Kadınlarla söyleşiler yapıyorum, kitap okumaları konusunda onları motive ediyorum ve destek veriyorum. Ama birazcık kendimi çekip hızla eserlerimi piyasaya çıkartmaya çalışıyorum.

Çünkü ben araştırarak yazan bir insanım. Hayali değil hiçbir yazım. Hiçbir öyküm, hiçbir romanım hayal ürünü değil. Yaşanmışlıkları gider kişilerden dinlerim, notlar alırım. Bazen kilometrelerce yol giderim 90-100 yaşındaki hanımlarla beylerle konuşurum. Bana şu dönemi anlatın derim. Bunları not alırım, arşivlerim ve daha sonra oturur yazarım. Mesela Elfida’yı yazarken Hint Felsefesini araştırdım. Masal Şehrin kayıp Aşıkları’nı yazarken Ermenilerin 1915’teki hayatlarını araştırdım. Yani havadan yazmak istemiyorum. Mutlaka bilgi verici bir şeyler olsun istiyorum. İnsanları etkilesin, hayatlarına dokunsun istiyorum.

8-Genç kuşak yazarlara bir tavsiyeniz var mı?

*O kadar çok üzülüyorum ki genç kuşak yazarlara. Okumadan yazan bir kesim oldu şu anda. Kitap okumadan yazıyorlar. 20 yaşına gelmiş bir kitap çıkarmış, oradan buradan kopyalayarak kitap hazırlamış 3 bin, 5 bin lira vererek bastırmış ve kendini yazar zannediyor. Onlara o kadar üzülüyorum ki. Belki yazar olabilirler ama sonra insanların dönüşü olmuyor onlara. Kitaplar okunduğunda ikincisi çıktığında dönüşü olmuyor. Hemen kayboluyor ve hevesleri bitiyor. Böyle yapmasalar da önce kendilerini geliştirseler, çok daha iyi olacak. Okumadan yazmak asla olmaz.

9-Yazar olacaklar illa ki okumalı mı yani?

*Bakın benim şu durumumda bile arabamda ayrı, ofisimde ayrı, evimde ayrı kitabım vardır. Bir günde 3 ayrı kitabı mutlaka okurum. Hiç zamanım yoksa bile günde en az 3-5 sayfasını okurum. 3 ayrı kitabı aynı anda okurum. Okumadan yazıyorsanız siz yazar değilsiniz zaten. Yazar olamazlar zaten, Beslenmeden, araştırmadan, o hayatın içine girmeden, hayatı canlı canlı insanlarla yaşamadan, empati kurmadan yazar olmak diye bir şey yok. Oturup ta sosyal medyadan, oradan buradan çalıp çırparak, sözcükleri, cümleleri bir kitaba toplamak değildir yazar olmak. Bunlar söz yazarı, söz yazarı diye bir şey olamaz. Senin sözünü çalıyorum, onun lafını çalıyorum, getirip kitap yapıyorum. Böyle bir furya var şu anda. Edebiyat yok içerisinde, bel altı küfür içeren, içinde edeb olmayan yazılar. İnsanın edebi sözcüklerine yansır. Ama şimdi o gençler, bel altı, yer altı, yok küfür cümlelerle bu nasıl bir cüretkarlıktır yazarım demeye. Bizim gelecek nesillere bırakacağımız edepler yok ediliyor. 13-14-15 yaşları arasındaki gençler wattpad denilen bir sitede bel altı edebiyatı yaparak küfürlü kitap satışı yapılıyor. Bazı yayınevleri bunu rant amacıyla yapıyor. En çok satılan, en çok okunan diye çıkarıyor piyasaya kitabı. Sonra ne oluyor, kitap satılıp bitti mi o genç posa gibi bırakılıyor ve o genç bir daha kitap yazamaz. Bu rantın ve bunun engellenmesi lazım. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanımız Cevdet Kabakcı’yı takdir ediyorum. Fuara böyle bir kitap almadığı için. Ahlaki değerleri tamamen yıkan bir mecra var ve Cevdet Bey fuara almadı onları. Biz edebiyatçıların da bunlarla mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

10-Okuyucularınıza bir mesajınız var mı?

Okuyuculara mesajım lütfen ama lütfen seçici olsunlar. İsmi çıktı çok satanlara girdi diye aldanmasınlar. İnternet sitelerinde çok satanlar diye gezen kitaplar var ya, işte o sitelere 3 bin-5 bin- 10 bin lira verdiğiniz zaman aylarca çok satanlar diye listesinde kalıyorsunuz bu da reklamın bir çirkefliğidir. O siteler üstelik kitabı görmeden yayınlıyorlar. Onun için aldanmasınlar. Kaliteli yazarlar görsünler ve kaliteli yazarları okusunlar.

ETİKETLER : kadriye arslan kırdök yazar roman öykü röportaj
Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
Değiştir  
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer RÖPORTAJ haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
ÇOK OKUNANLAR
SON YORUMLANANLAR
E-Mail Bülten Kaydı
Anket
Size göre Kahramanmaraş'ın en acil sorunu nedir?
Ulaşım
Eğitim
İşsizlik
Konut
Muzen Haber
© Copyright 2013 muzenajans. Tüm hakları saklıdır. Bu site Ziya SOFT haber yazılımı alt yapısı ile yapılmıştır.
GÜNDEM
Kadına Şiddet
Anayasa Haberleri
Trafik Kazaları
Yerel Seçimler
SPOR
Galatasaray
Fenerbahçe
Basketbol Haberleri
Şampiyonlar Ligi
SİYASET
Recep T. Erdoğan
Devlet Bahçeli
Kemal Kılıçdaroğlu
AKP Haberleri
EĞİTİM
Eğitim Haberleri
Eğitim Bakanlığı
A.Ö.L.
Eğitim Portalı
DÜNYA
Avrupa Haberleri
Amerika Gündemi
Suriye İç Savaş
Arakan Meselesi
erotik shop erotik shop erotik shop erotik shop erotik shop erotik shop erotik shop istanbul escort